ingilizcece.com Webutation

28 Tem 2011

Videolar >>> Dinleme / Listening >> We Are Family / Biz Aileyiz

We Are Family (By Richard Chalmers) ***Listen to Richard talk about people and learn how we talk about family members. ...

Pronunciation / Telaffuz

 All, Fall, Call, Tall, Hall, Wall, Squash, Caught Telaffuzları   Kelimelerin Şekillerle Telaffuzu  Beans 'i söylemek    Bazı Sesli ve Sezziz harflerin Kelimelerle Telaffuzu   Consonant Blends / Ünsüz Karışımları    Pronouncing the Soft T / Yumuşak T nin Telaffuzu Pronunciation of Questions vs. Statements / Durum ve Soru Cümleleri Arasındaki Telaffuz Farkı Battle-Bottle / Mücadele etmek - Şişe arasındaki Telaffuz farkı Dudaklarla Doğru Telaffuz   UH (Look), ah (Luck), EWE (Lu...

27 Tem 2011

Videolar >>> Telaffuz >> All, Fall, Call, Tall, Hall, Wall, Squash, Caught Telaffuzları

Vowel Sound: All, Fall, Call, Tall, Hall, Wall, Squash, Caught He starts the lesson at 0:16. He is speaking British English. There are capitalization mistakes in this video. ...

Videolar >>> Telaffuz >> Kelimelerin Şekillerle Telaffuzu

How to Read Consonant Blends in English ...

Videolar >>> Telaffuz >> Beans 'i söylemek

Idiom: ‘Spill the Beans’ (Pronunciation Practice) 0:00 -- The intro music. 0:07 -- The lesson begins with an explanation of the meaning of the idiom. 0:30 -- Then she explains the pronunciation in detail. ...

Videolar >>> Telaffuz >> Bazı Sesli ve Sezziz harflerin Kelimelerle Telaffuzu

The Spelling of Some Vowels and Consonant Sounds ***Telaffuz edilen kelimeler şekillerle ifade edildiği için çeviriye htiyaç duyulmamıştır. ...

Videolar >>> Telaffuz >> Consonant Blends / Ünsüz Karışımları

Consonant Blends: sp, nk, cr, sm, … ...

Videolar >>> Telaffuz >> Pronouncing the Soft T – (The T Sounds Like D) / Yumuşak T nin Telaffuzu ( T, D gibi okunabiliyor)

Pronouncing the Soft T – (The T Sounds Like D) ***Beatle, computer, mottled, cattle, matter, hating, eatery, butterfly, suited, created, Peter ...

Videolar >>> Telaffuz >> Pronunciation of Questions vs. Statements / Durum ve Soru Cümleleri Arasındaki Telaffuz Farkı

Pronunciation of Questions vs. Statements I'll be there by three : Üçte orada olacağım. Have you seen Marry? : Marry'i gördünmü? You know what I mean. : Ne kastettiğimi biliyorsun. Me : ben See you tomorrow. : Yarın görüşürüz. ***Soru ve durum cümlelerini arasındaki telaffuz farkını belirginleştirmeye yöneliktir. Eğer durum cümlesini ifade ediyorsanız, cümle telaffuzu cümlenin sonuna gittikçe durgunlaşır. Fakat soru cümlelerinde bu durumun tersi geçerlidir yani; telaffuz cümlenin sonuna yakınlaştıkça belirginleşir. ...

Videolar >>> Telaffuz >> Battle-Bottle / Mücadele etmek - Şişe arasındaki Telaffuz farkı

Minimal Pair: Battle-Bottle *** Battle (mücadele etmek) ve Bottle (şişe) arasındaki telaffuz farkını daha da belirginleştirmeye yöneliktir. ...

Videolar >>> Telaffuz >> Dudaklarla Doğru Telaffuz

Pronunciation of Back Vowels ***İhtiyaç doğrultusunda çeviri yapılacaktır. Bu video telaffuz kabiliyetini geliştirmeye yöneliktir. Kelimlerin dudaklarla nasıl telaffuz edilmesi gerektiğini açıklamaktadır. Arkadan telaffuz edilen kelimelerin ve seslerin tekrar edilmesi faydalı olacaktır. ...

Videolar >>> Telaffuz >> UH (Look), ah (Luck), EWE (Luke)

Pronunciation Workout: UH (Look), ah (Luck), EWE (Luke) *** Pronounciation / Telaffuz kabiliyetini geliştirmeye yönelik olduğu için çeviri yapılmamıştır. ...

26 Tem 2011

Videolar >>> İngilizce Fıkralar (çeviri dahil)

English Jokes >>> 9 Adet Fıkra ( Tek vidyoda) >>> Wife Control : Eş Kontrolu >>> The Second Opinion / İkinci Fikir >>> I see spots / Noktalar görüyorum >>> Catching a Mouse / Bir Fare Yakalamak ...

Animasyonik Hikayeler (ingilizce altyazılı)

>>> The Greatest Treasure : En Büyük Hazine >>> Tucket the Bucket : Tucket, Kova >>> The First Well : İlk Kuyu  >>> The Little Pianist : Küçük Piyanist >>> Santa's Christmas : Santa'nın Noeli >>> Turtle's Flute : Kaplumbağanın Flüt'ü >>> Zippy the Zebra : Enerjik Zebra >>> The Four Friends : Dört Arkadaş >>> The Whispering Palms : Fısıldayan Palmiyeler >>> The Elves and the Shoemaker : Elves ve Ayakkabıcı >>> Rosa Goes to the City : Rosa şehre gi...

25 Tem 2011

Videolar >>> İngilizce Fıkralar >> 9 Adet Fıkra ( Tek vidyoda)

Birden fazla İngilizce Fıkra ***İlk iki fıkranın metinler dahil çevirileri verilmiştir. Diğer fıkralarda sadece çeviriler mevcuttur. Metinleri ekrandan takip edebilirsiniz.  0:11-0:39 1: An elementary school teacher sends this note to all parents on the first day of school. " If you promise not to believe everything your child says happens at school, I will promise not to believe everything your child says happens at home. 1: Bir ilkokul öğretmeni bu notu okulun ilk gününde tüm ebeveynlere gönderir. "Eğer çocuklarınızın anlattığı okulda meydana gelen herşeye inanmayacağınıza söz verirseniz, ben de çocuklarınızın anlattığı evde meydana gelen herşeye inanmayacağıma söz vereceğim. 0:39-1:22 2 : A man is talking to God. "God, how long is a million years?" "to me, It's about a minute." "God,...

Videolar >>> İngilizce Fıkralar >> Wife Control : Eş Kontrolu

Learn English Through Jokes - Joke 4   *** Fıkra 3 defa sizin daha iyi anlamanız için tekrar edilmektedir. Birincisi ve üçüncüsü videoda altyazısız, ikincisi ise altyazılıdır. Çeviri ise aşağıdadır. Three men were at a bar, drinking beer. : Üç adam barda bira içiyorlardı. Two of men were talking about the control they have over their wives. : Adamlardan ikisi eşleri üzerindeki kontrolleri hakkında konuşuyorlardı. While the third man remained silent, After a while, the first two men turned to the third man and asked " what about you? what kind of control do you have over your wife?" : Üçüncü adam sessizlik içindeyken , kısa bir zaman sonra ilk iki adam üçüncü adama dönüp sordular " Ya sen? , Karın üzerinde nasıl bir kontrole sahipsin?" The third man turned to the first two and...

Videolar >>> İngilizce Fıkralar >> The Second Opinion / İkinci Fikir

İngilizce: Second Opinion The doctor to the patient: "You are very sick." Doktordan hastaya : Çok hastasın  The patient to the doctor: "Can I get a second opinion?" Hastadan doktora : İkinci fikri alabilir miyim?  The doctor again: "Yes, you are very ugly too." Tekrar doktor : Evet, çok çirkinsin de.  ...

I see spots / Noktalar görüyorum

İngilizce: I See Spots !-- google_ad_client = "ca-pub-6039442777728366"; /* ingilizceCe 2 metin */ google_ad_slot = "0231702789"; google_ad_width = 468; google_ad_height = 60; // A: I see spots.  : Noktalar görüyorum B: Have you seen a doctor?       Bir doktor gördün mü? (Doktora göründün mü) A: No, just spots. : Hayır sadece noktalar....

Videolar >>> İngilizce Fıkralar >> Catching a Mouse / Bir Fare Yakalamak

Joke: Catching a Mouse A: I’m in big trouble! : Büyük bir dert içindeyim! B: Why is that?  : Bunun sebebi ne? A: I saw a mouse in my house! : Evimde bir fare gördüm. B: Oh, well, all you need to do is use a trap. : Oh,iyi, Bir tuzak kullanmaya ihtiyacın var. A: I don’t have one. : Ondan bir taneye sahip değilim B: Well then, buy one. : İyi o zaman bir tane satın al. A: Can’t afford one. Ondan bir tane almaya gücüm yetmiyor. B: I can give you mine if you want. : Eğer istersen kendimkini sana verebilirim. A: That sounds good.  : Bunu duymak güzel B: All you need to do is just use some cheese in order to make the mouse come to the trap. : İhtiyacın olan sadece biraz peyniri farenin tuzağa gelmesi için düzenli bir şekilde tuzağa yerleştirmen. A: I don’t have any cheese....

22 Tem 2011

The Greatest Treasure : En Büyük Hazine

The Greatest Treasure ***Talebiniz doğrultusunda çeviri yapılacakt...

Tucket the Bucket : Tucket, Kova

Tucket the Bucket ***Talebiniz doğrultusunda çeviri yapılmıştır. Çeviri : Tucket dünyadaki en mutsuz kovaydı. Bir zamanlar çok sevdiği bir bahçıvan vardı. Bahçıvan onu güçlü kollarıyla sallıyordu su almaya gittiği zaman. "Ne güzel bir kova" dedi bahçıvan. fakat zamanla Tucket delik aldı. Maalesef kullanışsız hale geldi.Dibi delik bir kova ne işe yarar ki? Tucket bahçenin bir kenarına atıldı. Yağmura,güneşe ve paslanmaya terk edildi.  Bazen etrafa tekmeleniyordu."Bu kovayı çöpe atmalıyım" diye mırıldandı bahçıvan. Tucket çöpe atılmak istemiyordu. çok üzgün hissediyordu bahçedeki arkadaşları onu mutlu etmeye çalışmasına rağmen. Sincap onu düzeltiyordu tekmelendiğinde. Ve kuşlar neşeli bir şekilde çırpınıyordu Bucket için. Kuşlar onu yatıştırmak için "Endişelenme Tucket" diye cıvıldıyordu. Tucket...

The First Well : İlk Kuyu

The First Well ***Talebiniz doğrultusunda çeviri yapılacaktır. ...

The Little Pianist : Küçük Piyanist

The Little Pianist ***Talebiniz doğrultusunda çeviri yapılacaktır. ...

Santa's Christmas : Santa'nın Noeli

Santa's Christmas ***Talebiniz doğrultusunda çeviri yapılacaktır. ...

Turtle's Flute : Kaplumbağanın Flüt'ü

Turtle's Flute ***Talebiniz doğrultusunda çeviri yapılacaktır. ...

Zippy the Zebra : Enerjik Zebra

Zippy the Zebra ***Talebiniz doğrultusunda çeviri yapılacaktır. ...

The Four Friends : Dört Arkadaş

The Four Friends ***Talebiniz doğrultusunda çeviri yapılacaktır. ...

The Whispering Palms : Fısıldayan Palmiyeler

The Whispering Palms ***Talebiniz doğrultusunda çeviri yapılacaktır. ...

The Elves and the Shoemaker : Elfler ve Ayakkabıcı

The Elves and the Shoemaker !-- google_ad_client = "ca-pub-6039442777728366"; /* İngilizceCe (şarkı sözleri) */ google_ad_slot = "2828045804"; google_ad_width = 468; google_ad_height = 60; // --> ***Talebiniz doğrultusunda çeviri yapılacaktır. !-- google_ad_client = "ca-pub-6039442777728366"; /* İngilizceCe (şarkı sözleri) */ google_ad_slot = "2828045804"; google_ad_width = 468; google_ad_height = 60; // --> !-- google_ad_client = "ca-pub-6039442777728366"; /* 468x60, oluşturulma 06.09.2010 */ google_ad_slot = "0806570120"; google_ad_width = 468; google_ad_height = 60; // -->...

Rosa Goes to the City : Rosa şehre gider

Rosa Goes to the City: Learn English with subtitles ***Talebiniz doğrultusunda çeviri yapılacaktır. ...

Video Gramer Arşivi

>>> Relative Clauses THAT - WHICH >>> Yer Edatları -Prepositions of place AT, ON, IN  >>> Günlük Olaylar >>> 'since' ve 'for' u kullanmak >>> Should, ought to.. İngilizcede tavsiyeler >>> "Have to" "must" İngilizcede zorunluluk >>> 'Already' ve 'Yet' nasıl kulanılır? >>> Hiç AİN'T e rastladınız mı? >>> Adverb Clauses / Zarf Cümleleri >>> Are you bored? or Boring? Sıkıldın mı? Sıkıcı mısın? >>> Reported Speech / Dolaylı Anlatım >>> Geniş zamanda cevap verme >>> Hobiler hakkında 5 cümle kurulumu >>> Bir yeri tarif ederken sıfat tamlaması nasıl yapılır? >>> Edatlar "during = at the same...

Videolar >>> Gramer >> Relative Clauses THAT - WHICH

That & Which The movie that we saw last weekend was realy good : Geçen Hafta gördüğümüz film gerçekten güzeldi. The table which I bought from Ikea was cheap : Ikea' dan aldığım masa ucuzdu. Harry Potter, which I finished last week, was an excellent book : Geçen hafta bitirdiğim Harry Potter şahane bir kitaptı. Toronto, which is heavily populated, is a multicultural city : Yoğun nüfuslu Toronto çok kültürlü bir şehirdir. ...

Videolar>>> Gramer >> Yer Edatları -Prepositions of place AT, ON, IN

English Grammar - Prepositions of Place - AT, ON, IN                                    In, At / İngilizcede Yer Bildiren Zarflar "In" ve "At" İngilizce'de yer bildiren zarflardır. IN: İçinde demektir. Sınırlı olan veya sınırlı olabilen bir yer için kullanılır. Örneğin: in my pocket. Cebimde (cebimin içinde) in the house. Evde (evin içinde) in İstanbul. İstanbul’da (İstanbul’un içinde) AT: -de, -da anlamı verir. Fakat içindelik bildirmez. Sınırı olmayan, sınırlanamayan veya sınırı olduğu halde, bizim için sınırı önemli olmayan yerlerde kullanılır. Buna göre büyük şehirler ve ülkeler için “in” semtler, mahalleler için “at” kullanılır. Örneğin, She lives in İstanbul at Taksim. O, İstanbul’da...

21 Tem 2011

Videolar >>> Gramer >> Günlük Olaylar

Daily Actions She is Patricia Pumkin. : O  Patricia Pumkin 'dir.  She gets up at seven thirty. : Saat 7:30 da uyanıyor She puts things in her bookbag. : O eşyaları kitap çantasına koyuyor. She runs to school. : O okula doğru koşuyor.  She studies math at nine thirty.  O matemetiğe 9:30 da çalışıyor. She eats lunch. : O öğle yemeğini yiyiyor. She takes a nap in the afternoon. : Öğleden sonra kısa bir uyku alıyor. She writes in the afternoon. : Öğleden sonra yazıyor. She goes home at four thirty. O saat 4:30 da eve gidiyor. She eats dinner at six thirty. : O akşam yemeğini 6:30 da yapıyor She does her homework. : Ev ödevini yapıyor. She plays Pumkin computer games. : O Pumkin bilgisayar oyununu oynuyor. ...

Videolar >>> Gramer >> 'since' ve 'for' u kullanmak

Grammar - Using "Since" and "For" with the Present Perfect                       For and Since For : Belirli bir zaman miktarı verilmişse kullanılır. Since : Belirli bir zaman noktası var ise kullanılır. It has rained "since" 9am :  Saat 9'dan beri yağmur yağıyor. It has rained "for" 3 hours : 3 saattir yağmur yağıyor. I have known how to read "since" grade three :  Nasıl okunduğunu üçüncü sınıftan beri biliyorum. She's been waiting "for" 45 mins : 45 dakikadır bekliyor. I have lived here for 4 years : Burada 4 yıl yaşadım. ...

Videolar >>> Gramer >> Should, ought to.. İngilizcede tavsiyeler

Grammar - Giving Advice - SHOULD, OUGHT TO, HAD BETTER Advice (tavsiye) : Should, ought to, had better He should call his mother : Annesini aramalı He had better call his mother : Annesini araması daha iyi FORM: Subject + should / base verb : Özne / yardımcı fiil / Herhangi bir fiilin birinci hali              +ought to /              +had better / *İhtiyaç duyulduğu taktirde daha fazla çeviri yapılacaktır.   ...

Videolar >>> Gramer >> "Have to" "must" İngilizcede zorunluluk

Speaking English - MUST, HAVE TO, HAVE GOT TO - Talking about Necessity                Necessity : Gereklilik I have (got) to go home : Eve gitmem gerekli He has (got) to wake up : Uyanmak zorunda We dont have to go to school : Okula gitmek zorunda değiliz Do we have to leave? : Aytılmak zorunda mıyız? You must try harder : Daha sıkı bir şekilde denemelisin *İhtiyaç duyulduğu taktirde daha fazla çeviri yapılacaktır.   ...

Videolar >>> Gramer >> 'Already' ve 'Yet' nasıl kulanılır?

English Grammar - ALREADY & YET Are you going to take your medicine? : İlacını alacak mısın? - I haven't taken it yet : Daha almadım ( yet : şimdiye kadar) - I have already taken it : Zaten aldım ( already : zeten, henüz) *İhtiyaç duyulduğu taktirde daha fazla çeviri yapılacaktır.  ...

İngilizcede Ain't Yapısı Nedir? Nasıl Kullanılır?

How to use the word AIN'T in English (slang lesson) !-- google_ad_client = "ca-pub-6039442777728366"; /* İngilizceCe (şarkı sözleri) */ google_ad_slot = "2828045804"; google_ad_width = 468; google_ad_height = 60; // --> *Talebiniz doğrultusunda ilk cümleler çevrilmiştir. I ain't going to the concert. - Konsere gitmeyeceğim. She ain't angry at me , is she? - Bana kızgın değil, değil mi? He ain't got a car. - Onun arabası yok. I ain't been to Estonia. -Estonya'da hiç bulunmadım. I ain't done nothing. - Hiçbir şey yapmadı...

Videolar >>> Gramer >>Adverb Clauses / Zarf Cümleleri

Improve your writing: Adverb Clauses *İhtiyaç duyulduğu taktirde çeviri yapılacaktır.  ...

Videolar >>> Gramer >>Are you bored? or Boring? Sıkıldın mı? Sıkıcı mısın?

 English Grammar - Are you bored or boring? *İhtiyaç duyulduğu takdirde çeviri yapılacaktır. ...

Videolar>>> Gramer >>Reported Speech / Dolaylı Anlatım

English Grammar: Reported Speech İhtiyaç duyulduğu takdirde çeviri yapılacaktır. ...

Videolar>>>Gramer>> Geniş zamanda cevap verme

English Grammar - Present Simple - YES/NO QUESTIONS   İhtiyaç duyulduğu takdirde çeviri yapılacaktır. ...

20 Tem 2011

İngilizceye Başlarken

*** Gerekli çeviriler daha iyi anlamanız için özenle yapılmıştır.  Lesson one with Misterduncan : -Misterduncan ile birinci ders Hi everybody this is Misterduncan in England : -Herkese merhaba ben İngiltereden misterduncan How are you today? : -Nasılsınız bugün? Are you ok?...I hope so : -İyi misiniz?...Öyle umuyorum Are you happy?...I hope so : -Mutlu musunuz?...Öyle umuyorum Welcome to the very first episode of my series of English teaching videos : -İngilizce öğretim video serilerimin ilk bölümüne hoşgeldiniz. Before I begin, We will take a look at some of the common questions that often arise when talking about learning the English language : -Başlamadan önce, İngilizce hakkında konuşulduğu zaman genellikle göze çarpan soruları ele alacağız.  and more importantly,...

19 Tem 2011

Videolar >>> Gramer >> Hobiler hakkında 5 cümle kurulumu

5 Sentences about Hobbies / Pattern = N is V+ing Start / Başlangıç = 0:13 1: artist : Ressam 2: draw : Çizmek 3: picture : Resim  --The artist is drawing a picture : Ressam resim çiziyor. 1: dancer : Dansçı 2: dance : Dans etmek 3: platform : Platform  --The dancers are dancing on the platform : Dansçı platformda dans ediyor. 1: singer : Sanatçı 2: sing : Şarkı söylemek 3: song : Şarkı  --The singer is singing a song : Sanatçı şarkı söylüyor 1: woman : Kadın 2: exercise : Egzersiz yapmak 3: floor : Zemin  --The woman is exercising on the floor : Kadınzeminde egzersiz yapıyor 1: woman : Kadın 2: listen : Dinlemek 3: music : Müzik  --The woman is listening to music : Kadın Müzik dinliyor Part 2 begins...

Videolar >>> Gramer >> Bir yeri tarif ederken sıfat tamlaması nasıl yapılır?

How to Make an Adjective Clause to Describe a Location Konuşma : "İn this video you ll learn how to make an adjective clause to describe a location" : "Bu videoda bir yeri tarif ederken sıfat tamlamasının nasıl yapıldığını öğreneceksiniz." This is the place where I work : Burası çalıştığım yerdir. (sıfat tamlaması : where I work : Çalıştıım yer) place : Yer , mekan Önemli Not : "where" sözcüğü bilinen "nere, nereye" anlamını sıfat tamlamalarında taşımaz. Sadece Sıfat tamlamasının bir parçasıdır. Bunun dışında hiçbir anlam taşımaz.Kullanılmazsa yani "the place I work" gibi bir cümle yapısı da vardır. Bu halde de kullanılablir.Bu cümlede "where" sözcüğü vardır ama yazılmamıştır. ""where I work"" tamlaması "place" sözcüğünü tanımlar ki cümle şöyle olur ; Çalıştığım yer. This is the place where...

Videolar >>> Gramer >>Edatlar "during = at the same time"

The Preposition “During” Means “At the Same Time” During : Esnasında, iken, Sırasında, Süresince At the same time : Aynı zamanda There was a lot of thunder during the storm : Fırtına esnasında bir çok gök gürültüsü vardı. Preposition : Edat " During " Noun : Özne "Storm" She goes to school during the day = During the day She goes to school : Gün boyunca okula gider. What do you do during the day? : Gün boyunca ne yapıyorsun? (present tense / geniş zaman) What did you do during the day today? : Bugün gün boyu ne yaptın? (past tense / geçmiş zaman) Try to pay attention during class : Ders boyunca derse dikkatini vermeye çalış Try not to talk during a movie : Bir film boyunca konuşmamaya çalış Dont fall asleep during class! : Ders boyunca uykuya dalma! Ronald Reagan was president of the United...

Multimedya Arşivi

 Videolar          Mp3 Dosyaları    Pdf Okuma Dosyaları Pdf Okuma Kitaplar...

Page 1 of 7812345Next
Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More

 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | coupon codes