ingilizcece.com Webutation

31 Ağu 2011

Whose (Relative Pronouns) / İngilizce İlgi Zamirleri


Whose (Relative Pronouns) / İngilizce İlgi Zamirleri


“Whose” ki onun, demektir. Modern gramerde hem insanlar hem de hayvanlar için kullanılır.

Ana cümlede bir “adjective clause” ile nitelemek istenilen isim, bu sıfat cümleciğinde bir iş yapıyorsa, bu isimden sonra kullanılan “adjective clause” “who” ile başlamalıdır.

The girl
who gave me a book went to the cinema.
Bana kitap veren kız sinemaya gitti.


Şimdi ise bir cümlede nitelemek istediğimiz bir isim, sıfat cümleciğinde bir iş yapmayacak, ona bir iş de yöneltilmeyecek, fakat o ismin sahip olduğu bir şeyden bahsedeceğiz.


Örneğin, şapkası beyaz olan “whose hat is white”, babası yaşlı olan “whose father is old”, burnu uzun olan “whose nose is long”.


The girl
whose eyes are green will come tomorrow. Gözleri yeşil olan kız yarın gelecek. (Yeşil gözlü kız)


The man
whose son is a doctor will come to us tomorrow. Oğlu doktor olan adam yarın bize gelecek.


The student
whose uncle is in America received a letter from his uncle.Amcası Amerika’da olan öğrenci amcasından bir mektup aldı.

I met the boy whose friend lives at Taksim yesterday. Ben dün arkadaşı Taksim’de oturan çocuğa rastladım.

The teacher whose students are very clever is very happy. Öğrencileri akıllı olan öğretmen çok mutludur.

Bu çeşit cümleler dört değişik şekilde kurulabilir:

1- “Yeşil gözlü kız yarın gelecek.” cümlesini düşününüz. Birinci şekil yukarıda anlatılan şekildir.


The girl whose eyes are green will come tomorrow.

Yeşil gözlü kız yarın gelecek.

2- Nominative relative pronoun
olan “who” ya “have” sahip olmak fiilini ekleyerek şöyle bir cümle yapılabilir.


The girl
who has green eyes will come tomorrow. Yeşil gözlü kız yarın gelecek.

3- With
edatı kullanılabilir.


he girl
with green eyes will come tomorrow.Yeşil gözlü kız yarın gelecek.

4-
Bu şekil için “adjective”lere (sıfatlar) ait eski bir bilgimizi hatırlayalım. Bir ismin sonuna “ed” eki getirilerek, o isimden bir sıfat elde edebiliriz.
head
baş
headed
başlı
leg
bacak
 legged
bacaklı
door
kapı
doored
kapılı
hair
saç
haired
saçlı

Ancak bu sıfatları bir ismin doğuştan veya yapılıştan birlikte olduğu parça ve organlar için yapılabilir.

Örneğin, “Sarı saçlı kız”, “Koca burunlu adam” denebilir de “Yeşil ayakkabılı çocuk” denemez.
 Sıfat tamlamaları
 
big headed boy
koca kafalı çocuk
long legged man
uzun bacaklı adam
five roomed house
beş odalı ev
two doored car
iki kapılı araba
long tailed cat
uzun kuyruklu kedi

The green eyed girl will come tomorrow.
Yeşil gözlü kız yarın gelecek.                       Şeklinde olur.

Bu dört şekli başka bir örnekte uygulayalım.  

1- The boy whose hair is black has gone to London.


2- The boy who has black hair has gone to London.


3-The boy with black hair has gone to London.


4- The black haired boy has gone to London.
 

Bu dört cümlenin de Türkçesi, 
 

Siyah saçlı çocuk Londra’ya gitti. …dir.  
 

Fakat “kırmızı ayakkabılı çocuk su içti.” cümlesini ancak üç şekilde yapılabilir.  
 

1- The boy
whose shoes are red drank water.


2- The boy who has red shoes drank water.

3- The boy with red shoes drank water.

Eşyalar için “whose” yerine “of which” kullanılır.

My car of
which the engine is broken is in the garage now. Motoru bozuk olan arabam şimdi garajdadır.

I have a book of
which the cover is very beautiful.Kapağı çok güzel olan bir kitabım var.   

The duck
whose head is green is swimming in the river. Yeşil başlı ördek nehirde yüzüyor.

I like blue
eyed girls.Ben mavi gözlü kızlardan hoşlanırım.

The elephant
with the long tail ate the bananas.Uzun kuyruklu fil muzları yedi.

The girl
who has a beautiful dress is my sister.Güzel elbiseli kız benim kardeşimdir.  

The woman
with the little child is going shopping.
Küçük çocuklu kadın alış verişe gidiyor.

The nurse has come.
Hemşire geldi.

Gibi bir cümle kurulduğu zaman, akla “Hangi hemşire?” Gibi bir soru geliyor. Bu durumda hemşire sözcüğünü bir sıfat cümleciği ile nitelenmesi gerekiyor.

The nurse
who looks after my mother has come.
Anneme bakan hemşire geldi.

Burada altı çizilen sıfat cümleciği (adjective clause) zorunlu ve gereklidir. Bu cümlede sıfat cümleciğinin başına ve sonuna virgül konmaz ve bir nefeste okunur. Çünkü burada nitelenen isim, sıfat cümleciği olmadığı zaman bilinen bir kişi değildir.
Halbuki örnek şöyle bir cümle olsaydı,



Shakespeare died in 1616.
Shakespeare 1616’da öldü.


Bu cümlede “Shakespeare” isminin bir “adjective clause” ile nitelenmesi zorunlu değildir. Fakat daha fazla bilgi vermek için bir “adjective clause” getirilirse, bu “adjective clause” zorunlu değil, isteğe bağlıdır.


Shakespeare,
who wrote Hamlet, died in 1616. Hamlet’i yazan Shakespeare 1616’da öldü.


Bu durumdaki “adjective clause”lar yani sıfat cümlecikleri zorunlu değildirler ve daima virgül ile kullanılırlar.


Eğer iki virgül arasındaki bu sıfat cümleciğini kaldırılırsa, ana cümlenin anlamında bir eksiklik olmaz.


Paul Gauguin,
whose paintings are world famous, was a Frenchman. Tabloları dünyaca ünlü olan Paul Gauguin bir Fransız’dı.


Eğer iki virgül arasında bulunan sıfat cümleciği çıkarılırsa, ana cümle,


Paul Gauguin was a Frenchman.
Paul Gauguin bir Fransız’dı.

Şeklini alır ve böylece anlatılmak istenen asıl anlamda bir eksiklik olmaz. 


*** İngilizceCe ingilizce hazırlık websitemiz hakkında görüşlerinizi yorum sayfasında görmek bizi mutlu edecektir.



That (Relative Pronouns) / İngilizce İlgi Zamirleri




That (Relative Pronouns) / İngilizce İlgi Zamirleri



That


“That”
de bir “relative pronoun”dur ve istendiği zaman “who” ve “which” yerine kullanılabilir.

The girl who works here is my sister. Burada çalışan kız benim kardeşimdir. Yerine,

The girl
that works here is my sister.Burada çalışan kız benim kardeşimdir. Diyebiliriz.


The man
who you saw yesterday is my uncle.Dün gördüğünüz adam benim amcamdır. Diyebiliriz.


The elephant
which I gave sugar was very big.Benim şeker verdiğim fil çok büyüktü. Yerine,


The elephant
that I gave sugar was very big.Benim şeker verdiğim fil çok büyüktü. Diyebiliriz.


Ancak en üstünlük derecesi gösteren sözcüklerden sonra ve “only”, “all”, “any” sözcüklerinden sonra özellikle “that” kullanılır.

He was one of the greatest painters that ever lived. O, yaşamış olan en büyük ressamlardan biriydi. 


You are the only person
that can help me.Sen bana yardım edebilen tek insansın.

Modern İngilizce’de “that” diğer “relative pronoun”lara nazaran daha sık kullanılmaktadır.


*** İngilizceCe ingilizce hazırlık websitemiz hakkında görüşlerinizi yorum sayfasında görmek bizi mutlu edecektir.



Which (Relative Pronouns) / İngilizce İlgi Zamirleri


Which (Relative Pronouns) / İngilizce İlgi Zamirleri



Which

"Which" ilgi zamiri, hayvanlar ve eşyalar için "who" yerine kullanılır.

The girl
who saw us works in our office.
Bizi gören kız bizim büroda çalışıyor.

Cümlesindeki kız yerine bir filden bahsedilirse, “who” yerine “which” kullanılır.

The elephant
which saw us lives in the zoo.
Bizi gören fil hayvanat bahçesinde yaşıyor.

The ducks
which ate the apples slept under the tree.
Elmaları yiyen ördekler ağacın altında uyudular.

The garden
which is in front of the house has a tennis court.
Evin önündeki bahçede bir tenis kortu vardır.

The car
which stops in front of the school belongs to the director.
Okulun önünde duran araba müdüre aittir.

Can you remember the number of the bus which was in front of the bank?
Bankanın önündeki otobüsün numarasını hatırlıyabilir misiniz?

The book
which is on the table is mine.
Masanın üzerindeki kitap benimdir.

The elephant which we saw on the road went to the zoo. Yolda gördüğümüz fil hayvanat bahçesine gitti. Denilebilir.

The elephant which I gave sugar was very big.
Şeker verdiğim fil çok büyüktü.

The rabbit
which we met in the forest was very pretty. Ormanda rastladığımız tavşan çok sevimli idi.

The book
which you lent me is under the table.
Bana ödünç verdiğiniz kitap masanın altındadır.

That is the book
which I want. Şu benim istediğim kitapdır.  

The music
which the orchestra played last night was very good.
Orkestranın dün gece çaldığı müzik çok iyiydi.

The noise
which you hear comes from the street.
İşittiğiniz gürültü caddeden geliyor.

Where is the knife with
which I cut this apple? Bu elmayı kestiğim bıçak nerededir?

The eggs
which I found in the hut were very big. Kümeste bulduğum yumurtalar çok büyüktü.
I saw a butterfly which you have never seen. Sizin hayatınızda hiç görmediğiniz bir kelebek gördüm.


*** İngilizceCe ingilizce hazırlık websitemiz hakkında görüşlerinizi yorum sayfasında görmek bizi mutlu edecektir.



Who (Relative Pronouns) / İngilizce İlgi Zamirleri

Who (Relative Pronouns) / İngilizce İlgi Zamirleri



İngilizce'de “Pronoun” lar (zamirler) ismin yerine kullanılan kelimelerdir.

Konuşurken bir insan, hayvan veya bir eşyanın ismini tekrar etmek yerine “o” kelimesi kullanılır. Kendimizden bahsederken “ben”, karşımızdaki şahıstan bahsederken “siz” denir. Bunlar genellikle şahıs adlarının yerini tuttukları için “Personal Pronouns” (şahıs zamirleri) olarak adlandırılırlar
“Relative Pronouns” yani “ilgi zamirleri”de diğer zamirler gibi “nominative” (özne durumunda), “objective” (nesne durumunda) ve “possessive” (iyelik bildiren) olmak üzere üç durumda bulunurlar.

  • Nominative’ ler “who” ve “which” ki o, anlamını taşırlar.
  • Objective’ ler “who” ve “which” ki onu, anlamını taşırlar.
  • Possessive’ ler “whose” ve “of which” ki onun, anlamını taşırlar.  
Relavite pronouns
 
kişiler için
eşya ve hayvan için
nominative
who (ki o)
which (ki o)
objective
who (ki onu, ki ona)
which (ki onu, ki ona)
possessive
whose (ki onun)
of which
whose (ki onun)

Who

Türkçe bir cümle düşünün ve onu İngilizce’ye çevirin. 
 

Kız okula gitti.
The girl went to school. 
 

Bu cümlede özne olan "kız" kelimesini nitelemek için, bu isimden önce birçok sıfat getirilebilir. Bunlar yalın, sade sıfatlardır.  

The tall girl went to school.

Uzun boylu kız okula gitti.
Bu yeterli olmayabilir. Bir yalın sıfat daha eklenirse;  

The tall and beautiful girl went to school.
Uzun boylu ve güzel kız okula gitti.  

Bu da yeterli olmayabilir. Böylece anlışılıyor ki, bu kızı tanıtabilmek için yalın sıfatları sıralamak yeterli olmayacak. Çünkü cümledeki kız, asıl cümlede anlatılan okula gitme işinden başka bir iş yapmıştır. İşte bu iş ancak bir sıfat cümleciği (adjective clause) tipinde bir yan cümlecikle anlatılabilir. Adjective clause’ lar bir relative pronoun ile kurulur.

Cümle,

Köprüde yürüyen kız okula gitti.  

burada “ main clause” yani ana cümle,

Kız okula gitti.
The girl went to school.

Hangi kız?

Köprüde yürüyen kız.
The girl who was walking on the bridge. 
 

The girl
who was walking on the bridge went to school.
Köprüde yürüyen kız okula gitti.  


The girl went to school.                  (main clause)

Who was walking on the bridge.   (adjective clause)
  

En önemli kural: Her “adjective clause” kesinlikle nitelenecek isimden sonra gelecektir.
 “adjective clause” larla nitelenmiş isimler bir çeşit sıfat tamlamaları gibidir. Ancak sıfat tamlamalarında sıfat isimden önce geliyordu. Bunda ise sıfat cümleciği isimden sonra geliyor.  
Sıfat tamlaması  
Sıfat
İsim
The beautiful
girl
güzel
kız
 Sıfat cümleciği (adjective clause) ise isimden sonra geliyordu.
İsim
Sıfat cümleciği
The girl
who was walking on the bridge.
Kız
ki o, köprüde yürüyordu.

Doğru bir Türkçe ile “Köprüde yürüyen kız.” 
 

The girl who lives in Konya.
Konya’da yaşayan kız.  

The girl who loves me.
Beni seven kız.

The boy who works in this shop.
Bu dükkanda çalışan çocuk.  

The man who sent the parcel.
Paketi gönderen adam.  

The woman who washed the dishes.
Tabakları yıkayan kadın.  

İşte bu sıfat cümlecikleri ve nitelenmiş isimler, birlikte sıfat tamlamaları olarak kabul edilmelidirler. Nasıl ki bir sıfat tamlaması cümlede her yerde kullanılırsa, bunları da cümle içinde istediğimiz yerde kullanılabilir.

The beautiful girl is in Konya.
Güzel kız Konya’dadır.  

The girl who gave us a book is in Konya.
Bize bir kitap veren kız Konya’dadır.  

The beautiful girl will come here tomorrow.

Güzel kız yarın buraya gelecek.

The girl who lives in Konya will come here tomorrow.
Konya’da yaşayan kız yarın buraya gelecek.

Did you see the girl? Kızı gördün mü?  

 Which girl? Hangi kız?  

The girl who broke the window.
Camı kıran kız.

Did you see the girl who broke the window?
Camı kıran kızı gördün mü?

Bu nitelenen isim asıl cümlede “subject” (özne) de olabilir, “direct object” (nesne) de olabilir. “indirect object” (dolaylı tümleç) de olabilir. Bir isim cümlenin neresinde olursa olsun bir “adjective clause” ile nitelenebilir. Yeter ki “adjective clause” nitelemek istenilen ismin hemen arkasından gelsin. 
 

I saw the girl who walking on the bridge.

Köprüde yürüyen kızı gördüm.
Bu cümlede nitelenen isim cümlede (subject) öznedir.

I sent money to the girl who gave us a book.
Bize bir kitap veren kıza para gönderdim.

Bu cümlede nitelenen isim ise bir dolaylı (indirect object) tümleçtir.

They saw the doctor who visited us yesterday.
Onlar, bizi dün ziyaret eden doktoru gördüler.

The man who wrote this poem is coming to tea.
Bu şiiri yazan adam, çaya geliyor.

The lady who was here yesterday has gone to London. Dün burada olan bayan Londra’ya gitti.

Where is the man who took your photograph? Sizin resminizi çeken adam nerededir?

Can you remember the man who visited us last Sunday? Geçen pazar bizi ziyaret eden adamı hatırlayabilir misiniz?

Who is the boy who sits next to you?
Sizin yanınızda oturan çocuk kimdir?

The man who wrote this book came to the school.
Bu kitabı yazan adam okula geldi.

The gardener who digs our garden is a very good man.
Bizim bahçeyi kazan bahçıvan çok iyi bir adamdır.

The man who visited us last Sunday is our friend.
Geçen pazar bizi ziyaret eden adam bizim arkadaşımızdır.

The man who lives next door has just come.

Yandaki evde oturan adam tam şimdi geldi.

Did you see the postman who delivers our letters everyday? Hergün bizim mektupları getiren postacıyı gördün mü?

What is the name of the student who won the first prise?
Birincilik ödülünü kazanan öğrencinin adı nedir?

The children who play at the sea side don’t want to come back. Deniz kıyısında oynayan çocuklar geri gelmek istemezler. 


*** İngilizceCe ingilizce hazırlık websitemiz hakkında görüşlerinizi yorum sayfasında görmek bizi mutlu edecektir.



Adverbs / İngilizce zarflara (belirteç) toplu bakış


Adverbs / İngilizce zarflara (belirteç) toplu bakış


İngilizce'de "Adverbs" (zarflar) cümledeki fiilleri etkileyen kelimelerdir.

Bir cümlede bir zarf, ya doğrudan doğruya veya dolaylı olarak, o cümledeki fiili etkiler. Eğer bir zarf etkilemesi istenilen fiilin hemen yanında kullanılırsa, o zarf, o fiili doğrudan doğruya etkiler. Bir zarf cümlede en hareketli kelimedir. Yani cümlenin her yerinde kullanılabilir. Ancak hangi kelimenin öncesinde kullanılmışsa önce o kelimeyi etkiler. Fakat eninde sonunda etkileme işi fiile ulaşır.

Only
Sadece
 “only” (yalnızca, sadece)
I eat apples in this room on Saturdays.  Ben bu odada Cumartesi günleri elma yerim.

Cümlesinde değişik yerlerde kullanılabilir. İlk önce öznenin başına getirilirse;


Only I eat apples in this room on Saturdays.
Bu cümlenin Türkçesi bir tek şekilde doğrudur. “Cumartesi günleri bu odada sadece ben elma yerim” şeklindedir. Yani başkası yemez, sadece ben yerim.
“only” zarfı fiilden önce kullanılırsa;
I only eat apples in this room on Saturdays. 
Bu cümlenin Türkçesi “Cumartesi günleri bu odada ben elmayı sadece yerim. Yani ben elmaları başka birşey yapmam. (Top gibi oynamam, pişirmem, satmam) sadece yerim.  
“only” zarfı “direct object” (nesne) olan apples’dan önce kullanılırsa;  
I eat only apples in this room on Saturdays.
Ben bu odada Cumartesi günleri sadece elma yerim.

Ayva, armut yemem, sadece elma yerim demektir.
“only” zarfı “in this room”dan önce kullanılırsa;
I eat apples only in this room on Saturdays.
Ben Cumartesi günleri sadece bu odada elma yerim.

Başka bir odada değil sadece bu odada yerim demektir.
“only” zarfı “on Saturdays”den önce kullanılırsa;
I eat apples in this room only on Saturdays.
Ben bu odada elmayı sadece Cumartesi günleri yerim. Yani, Salı, Perşembe günleri yemem, sadece Cumartesi günleri yerim demektir.
Zarfların bu kullanışlarını öğrendikten sonra şimdi değişik bir zarf tipi öğreneceğiz.
İngilizce'deki idiomatic kullanımlar.
Somewhere
Bir yer
Bu zarf aynı zamanda “some” gibi kullanılır. 
I saw your bag somewhere. Çantanızı bir yerde gördüm.
I left my bag somewhere.
Çantamı bir yerde bıraktım.
Anywhere
Herhangi bir yer
“Any” gibi kullanılır.
Did you see my bag anywhere? Çantamı herhangi bir yerde gördünüz mü?
 
Nowhere
Hiçbir yer
Genellikle kısa cevaplarda kullanılır.
Where are you going?
Nereye gidiyorsunuz?
Nowhere. Hiçbir yere.
 
Enough
Yeterli
Bu zarf birlikte kullanıldığı sıfat veya zarftan sonra gelir.
She didn’t run quickly enough. O, yeteri kadar çabuk koşmadı.
The house isn’t big enough. Ev, yeteri kadar büyük değildir.
 
Fairly/Rather
Az-çok / Oldukça
Her ikisi de aynı anlama gelirler. Fakat “fairly” zarfı daha çok hoşa giden sıfatlar ve zarflar ile kullanıldığı halde “rather” zarfı hoşa gitmeyen sıfatlar ve zarflar ile kullanılır.  
This suitcase is fairly light, but that one is rather heavy. Bu bavul oldukça hafif, fakat şu epeyce ağır.
Tom is fairly industrious, but John is rather lazy.
Tom oldukça çalışkandır, fakat John epeyce tembeldir.
Tom did fairly well in his exam, but John did rather badly.
Sınavda Tom epeyce iyi yaptı, fakat John’un sınavı oldukça kötü geçti.
“Rather” bazen hoşa giden sıfatlar ve zarflar ile de kullanılabilir. Fakat o zaman anlamı değişir. “Very” kelimesi ile aynı anlama gelir.
She is rather pretty. O, çok güzeldir.
That boy is rather clever.
Şu çocuk pek akıllıdır.
“Rather” would yardımcı fiili ile birlikte kullanıldığı zaman tercih etmek anlamına gelir.
I would rather go out than stay here.Burada kalmaktansa, dışarı çıksam daha iyi olur. 
 
Quite
Tam, oldukça
Birlikte kullanıldığı sıfata göre değişik iki anlam taşıyor.
1)  “bütünlük” ve “tam olma” anlamına gelir. 
The glass is quite full. Bardak tamamen doludur.
The glass is quite empty. Bardak tamamen boştur.
2) “oldukça” anlamına gelir.
He is quite a good player. O, oldukça iyi bir oyuncudur.
That cheese is quite good. Şu peynir oldukça iyidir.
Too
De, da, gereğinden fazla
Bu zarf da iki anlam taşır.
1) “Also” gibi “de, da” anlamına gelir.  
Ayşe will go tomorrow, I will go too.
Ayşe yarın gidecek. Ben de gideceğim.
I play the piano and sing too. Ben piyano çalarım ve şarkı da söylerim.
2) Gereğinden fazla anlamına gelir.
This shirt is too big for me. Bu gömlek benim için çok büyüktür.
These shoes are too small for you. Bu ayakkabılar sizin çok küçüktür.
 
To used to
Bu çatı eskiden yapılmakta olan fakat artık yapılmayan bir şeyi anlatmak için kullanılır.
I used to play football when I was young. Ben gençken futbol oynardım.
Bu cümle aynı zamanda “Fakat şimdi oynamıyorum” anlamına gelmektedir.
They used to live in Ankara. Onlar Ankara’da otururlardı.
We used to walk to school together everyday. Biz hergün okula beraber yürürdük.
She used to visit us every summer. O, bizi her yaz ziyaret ederdi.
Her hair used to be black when she was young. Onun saçları gençken siyahtı.
Şekli bakımından çok benzediği için “to used to” çatısı ile karıştırılmaması gereken başka bir “idiomatic” çatı
To be used to
Alışık olmak
I am used to going to bed early. Ben erken yatmaya alışıkım.
He is used to wearing glasses. O, gözlük takmaya alışıktır.
He is used to playing tennis with Ali. O, Ali ile tenis oynamaya alışıktır.
They are used to bad weather. Onlar kötü havaya alışıktırlar.
Olumsuz şekli,
I am not used to going to bed early. Ben erken yatmaya alışık değilim.
He is not used to cleaning the house. O, evi temizlemeye alışık değildir.
They are not used to sleeping outdoors.
Onlar dışarda uyumaya alışık değildirler.
I am not used to wearing sweaters. Ben kazak giymeye alışık değilim.
Soru şekli,
Are you used to living in istanbul? İstanbul’da yaşamaya alışık mısın?
Are they used to coming home late? Onlar eve geç gelmeye alışık değil midir?
Isn’t he used to wearing a tie? O, kravat takmaya alışık değil midir?
Isn’t he used to living in a big city?O, büyük şehirde yaşamaya alışık değil midir? 


*** İngilizceCe ingilizce hazırlık websitemiz hakkında görüşlerinizi yorum sayfasında görmek bizi mutlu edecektir.



Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More

 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | coupon codes