skip to main
|
skip to sidebar
Ana Sayfa
İngilizce Özlü Sözler
Cep Film
Android Apps
ingilizcece.com Webutation
Anasayfa
Extra+
Fıkralar / Jokes
Dinle / Oku
Download +
CEP Sözlükler
PC Sözlükler
Multimedya
Filmler
CEP Filmler
Program/Set +
Rosetta Stone
BBC Full Set
BBC Günlük Yaşam
Oxford Mp3
Real Writing 4
Konu Anlatımları +
İngilizce Temel Bilgiler
Tensler /Zamanlar ++
Simple Present Tense
Present Contunious Tense
Future Tense
Future Contunious Tense
Simple Past Tense
Past Contunious Tense
Present Perfect Tense
Present Perfect Contunious Tense
Past Perfect Tense
Future Perfect Tense
Deyimler / İdioms
Yardımcı Fiiller
Relative Pronouns +
'Who' Relative Pronouns
'Which' Relative Pronouns
'That' Relative Pronouns
'Whose' Relative Pronouns
Günlük Hayatta
Diğer Konular +++>
Active-Passive
Direct-Indirect
Direct-Indirect Imperatives
Direct-Indirect Questions
Adjectives / Sıfatlar
' To Have ' Fiili
Gerunds / Fiilimsiler
Infinitives / Mastarlar
Prepositions / Edatlar
Şartlı Cümleler
Adverbs / Zarflar
Multimedya
Videolar +
Temel İngilizce
Gramer
Animasyon
Fıkralar
Telaffuz Kabiliyeti
Dinleme Kabilyeti
Güncel Haberler
Hikayeler
Okuma /Reading
muzikler
Oyunlar
uyarı
28 Ağu 2011
Deyimler / İdioms (D)
17:09
Unknown
No comments
Bunu E-postayla Gönder
BlogThis!
X'te paylaş
Facebook'ta Paylaş
İngilizce deyimler-Deal in işiyle meşgul olmak ticaretini yapmak
Deal in:
......... işiyle meşgul olmak, ......... ticaretini yapmak
He will deal in cars in his new shop.
O, yeni dükkânında araba ticareti ile meşgul olacak.
Deal with:
1) ........ ile alış veriş etmek
2) Cezalandırmak
3) ilgilenmek, incelemek
4) Uğraşmak, çözmek
1- They’ve been dealing with each other for years.
Yıllardan beri birbirlerinden alış veriş ediyorlar.
2- I’ll deal with you later.
Sizi sonra cezalandıracağım.
3- We are dealing with that subject for the time being.
Bu sırada bu konu ile ilgileniyoruz.
4- Deal with your own business!
Kendi işinle uğraş!
Depend on/upon:
1) Bağlı olmak, muhtaç olmak
2) Güvenmek, inanmak, birinden emin olmak
1- Your success depends on your study.
Başarınız çalışmanıza bağlı.
2- Can we depend on your words?
Sözünüze güvenebilir miyiz?
Die away:
Gücünü yitirmek
The sound that was coming behind the wall died away.
Duvarın arkasından gelen ses gücünü yitirdi (zayıfladı).
Die down:
Azalmak, yavaş yavaş kesilmek, hafifleyip kaybolmak
His anger will die down soon.
Onun, kızgınlığı kısa süre sonra yavaş yavaş geçecek.
Die for:
Özlemini çekmek, çok istemek
I’m dying for chocalate now.
Şu anda canım çok çikolata istiyor.
Die of:
....... den dolayı ölmek
She died of tuberculosis.
O, veremden öldü.
Die off:
Ölüp gitmek
The leaves die off in autumn.
Sonbaharda yapraklar ölüp gider.
Die out:
Sona ermek, modası geçmek, tükenmek, nesli kaybolmak, yavaş yavaş ortadan kalkmak
They are trying to save pandas from dying out.
Panda neslinin tükenmemesine çalışıyorlar.
Disagree with:
Aynı görüşte olmamak, ...... ile uyuşmamak
Even best friends sometimes disagree with each other.
En iyi arkadaşlar bile bazen birbirleriyle aynı görüşte olmazlar.
Do one’s best:
Elinden geleni yapmak
I am doing my best to get good grades.
iyi notlar almak için elimden geleni yapıyorum.
Do good:
iyi gelmek, faydası olmak
I hope this medicine will do me good.
Bu ilâcın bana iyi geleceğini umarım.
Do over:
1) Yeniden dekore etmek
2) Baştan yapmak
1- I think the bathroom needs doing over.
Banyonun yeniden dekore edilmesi gerektiği kanısındayım.
2- I will do over my homework again because I spilled ink on the first one.
Birincisinin üzerine mürekkep döktüğümden ödevimi yeniden yapmam gerekiyor.
Do without:
....... sız yapmak, yokluğuna katlanmak
I can’t do without chocolate.
Çikolatasız yapamam.
Draw back:
1) Geri çekilmek, geri çekmek, perde açmak
2) Vazgeçmek
1- The army drew back because of the cold.
Soğuk yüzünden ordu geri çekildi.
2- Her drawing back at the last moment was a shame.
Onun, son anda vazgeçişi ayıp oldu.
Draw on:
Yaklaşmak
The little girl in the woods got afraid as the night drew on.
Ormandaki küçük kız, gece yaklaştıkça korkmaya başladı.
Draw up:
1) Durmak
2) Düzenlemek, yazmak
1- The truck drew up in the front of the factory.
Kamyon fabrikanın önünde durdu.
2- The lawyer hasn’t drown up the agreement yet.
Avukat anlaşmayı henüz düzenlemedi.
Dream of:
Hayal etmek
I often dream of travelling through space.
Uzayda yolculuk ettiğimi sık sık hayal ederim.
Dream about:
Düşünmek
I always dream about you.
Hep sizi düşünüyorum.
Dress up:
Şık giyinmek, özel giysiler giymek
Haven’t you dressed up for the masquerade yet?
Maskeli balo için hâlâ giyinmediniz mi?
Drink up:
Dibine kadar içmek, içip bitirmek
I drink up a big glass of orange juice every day.
Her gün büyük bir bardak portakal suyu içiyorum.
Drive at:
Demek istemek
I can’t really understand what he’s driving at.
Ne demek istediğini gerçekten anlayamıyorum.
Drive up to:
Gelmek, yanaşmak
She drove up to the garage door.
O, garajın kapısına yanaştı.
Drop in:
Habersiz ziyaret etmek, uğramak
Don’t forget to drop in on me tonight.
Bu gece bana uğramayı unutmayın.
Drop off:
1) Uykuya dalmak
2) Azalmak
3) Taşıttan inmek
1- It is impossible to drop off in that noise.
Bu gürültüde uykuya dalmak imkânsız.
2- I’m afraid that the sales are dropping off.
Korkarım ki satışlar azalıyor.
3- I am going to drop off here.
Ben burada ineceğim.
Drop out of:
Ayrılmak, çıkmak, bırakmak
She dropped out of the race when she hurt her knee.
O, dizini incittikten sonra yarışı bıraktı.
Drop somebody a line:
Mesaj bırakmak, bir iki satır yazmak
Drop me a line if you leave before me.
Benden önce ayrılırsanız bana bir mesaj bırakın.
Dry out:
Kurutmak
I couldn’t wear my blue socks because they didn’t dry out.
Kurumadıkları için mavi çoraplarımı giyemedim.
Dry up:
Kurumak, kurutmak, suyu çekilmek
The streets dried up soon after the rain.
Sokaklar yağmurdan hemen sonra kurudular.
Posted in:
Deyimler
Sonraki Kayıt
Önceki Kayıt
Ana Sayfa
0 yorum:
Yorum Gönder
Sponsor
Full HD Gallery
Sabri Meviş
Game Tube
Follow us on Facebook
En çok Tıklananlar
Animasyonik Hikayeler (ingilizce altyazılı)
The Greatest Treasure : En Büyük Hazine
Read / Listen *** Oku / Dinle
İngilizcede Ain't Yapısı Nedir? Nasıl Kullanılır?
Full HD Kalitesiyle İngilizce Çalışma Filmleri
Tüm Üniversitelerin Hazırlık Atlatma/Muafiyet Sınav Soruları
The Little Pianist : Küçük Piyanist
İngilizce Temel Bilgiler
Tucket the Bucket : Tucket, Kova
Günlük Hayatta İngilizce
Bumerang
İngilizceye Başlarken
***
Full altyazı
ve
çeviri
için
Tıklayın
İngilizce Ce
Anasayfa
Kategoriler
Active - Passive
(1)
Adjectives / İngilizce Sıfatlar
(1)
Adverbs / İngilizce zarflara (belirteç) toplu bakış
(1)
alfabe
(1)
android
(1)
Animasyon
(12)
Başlangıç
(13)
books
(9)
Cep Filmler
(9)
cepsözlük
(5)
Conditional Sentences / İngilizce Şartlı Cümleler
(1)
çeviri
(1)
Deyimler
(24)
dinleme
(2)
Direct - Indirect
(1)
Direct-Indirect Imperatives
(1)
Direct-Indirect Questions
(1)
Fıkralar
(41)
Filmler
(1)
Gerund-Participle
(1)
Gramer
(16)
günlük eylemler
(1)
Günlük Hayatta İngilizce
(37)
günlük ingilizce
(1)
haftanın günleri
(1)
Infinitives / İngilizce Mastarlar
(1)
ingilizcede aylar
(1)
ingilizcede taşıtlar
(1)
kelime ve ifadeler
(2)
kürtçe
(1)
lirik
(1)
Listening
(6)
lyrics plugin
(1)
Mp3 files
(3)
multimedia
(1)
multimedya
(1)
müzik
(37)
news
(8)
oku-dinle
(12)
Oyunlar
(2)
PcSözlükler
(11)
Prepositions / İngilizce Edatlar
(1)
Reading
(5)
renkler
(1)
setler
(4)
sözlük
(1)
Telaffuz
(12)
temel bilgiler
(9)
Testsler
(2)
That (Relative Pronouns) / İngilizce İlgi Zamirleri
(1)
To Have
(1)
videolar
(1)
Which (Relative Pronouns) / İngilizce İlgi Zamirleri
(1)
Who (Relative Pronouns)
(1)
Whose (Relative Pronouns) / İngilizce İlgi Zamirleri
(1)
Zamanlar / Tense
(10)
Blog Archive
Ocak
(3)
Ağustos
(1)
Eylül
(2)
Eylül
(132)
Ağustos
(112)
Temmuz
(61)
Design by
Free WordPress Themes
| Bloggerized by
Lasantha
-
Premium Blogger Themes
|
coupon codes
0 yorum:
Yorum Gönder